Bu yazımızda otizm nedir, belirtileri nelerdir, eğitimi nasıl ve ne kadar olmalıdır, problem davranışlar karşısında neler yapmalıyız, otizmi yönetmek ne kadar ve ne şartlarda elimizdedir kısaca onlardan bahsedeceğiz.

Otizm doğuştan gelen ve belirtileri yaşamın ilk üç yılında kendini gösteren bir gelişimsel yetersizlik ve nörolojik bozukluktur.

Otizm en çok şu üç alanda yetersizlikle kendini göstermektedir

  1. Sosyal etkileşim: Göz kontağında yetersizlik, jest ve mimik kullanmada yetersizlik, akran ilişkilerinde yetersizlik, başkalarıyla ilgi paylaşmada yetersizlik, başkalarının duygularını anlamada yetersizlik.
  2. Dil ve iletişim: Hiç konuşamamaktan normal dışı konuşmalara değin geniş bir yetersizlik yelpazesi içinde seyreder. Karşılıklı konuşma başlatma, sürdürme ve sonlandırmada yetersizlik. Sıra dışı ya da yineleyici dil özellikleri ve gelişim düzeyine uygun olmayan oyun özellikleri sergilerler.
  3. İlgi ve davranışlar: Düzen takıntıları, davranış takıntıları, otizmin yoğunluğuna bağlı olarak bazı sıra dışı konulara aşırı ilgi göstermek, bazı anlamsız hareketleri tekrar tekrar yapmak ya da bazı rutinlere aşırı bağlılık göstermek biçiminde olabilir.

Otizmin erken belirtileri nelerdir?

  • 6 ayı geçtiği halde başkalarına gülümsememek
  • 12 ayı geçtiği halde agulamamak
  • 16 ayı geçtiği halde tek bir sözcük bile söylememek
  • 24 ayı geçtiği halde iki sözcüklü basit cümleler kuramamak
  • Hangi ayda olursa olsun gelişimde gerileme göstermek

Otizmin ne olduğu ve belirtilerinin neler olduğuna dair kısaca bilgi verdikten sonra eğitimine dair bilgilerle devam edelim.

Bugün için otizmin tıbbi bir tedavisi olmamakla birlikte küçük yaşlardan itibaren sağlanan yoğun özel eğitimle önemli ilerlemeler sağlanabilmektedir. Eğitimin etkili olabilmesi için NE ÖĞRETİLECEĞİ ve NASIL ÖĞRETİLECEĞİ çok önemlidir. Ne öğretilmesi gerektiği uzman eğitimciler tarafından çocuğun performansı ve ihtiyaçlarıyla birlikte ailenin ihtiyaçları doğrultusunda planlanırken nasıl öğretileceği yine uzman eğitimciler tarafından otizmli çocuklar üzerinde en etkili olan özel öğretim teknikleriyle mümkün olabilmektedir.

Özel eğitimin her alanında olduğu gibi otizmde de bireysel eğitim çok önemlidir. Her otizmli birey aynı ilgi ve beceride değildir. Yöntem ve teknikler bir olsa da çocukların ilgi ve becerileri doğrultusunda yapılan uyarlamalarla en iyi sonuçlar hedeflenmektedir. Bu uyarlamalara bizi yönlendiren çocuğun ta kendisidir. Onlardaki en ufak bir ilgi noktası dahi dikkate değer bir çalışmayla işlendiğinde eğitim malzemesi olarak bize referans kaynağı olabilmektedir.

Otizm eğitimi dendiğinde iki klişe kelime vardır erken ve yoğun eğitim. Peki bu erken ne kadar erken olmalı ve eğitim ne kadar yoğun olmalıdır?

Erkenden kastedilen otizmin belirtileri saydığımız kriterlerin gözlendiği ilk anlardır. Yukarıda hangi aylarda neler yapması gerektiğini belirttiğimiz bilgiler ışığında çocuğumuzu takip edebildiysek zaten farklılıkları dikkatimizden kaçmayacaktır. Yoğunluktan kastımızsa haftada en az 24 en fazla 30 saat eğitim almaları gerekmektedir. Maalesef günümüz şartlarında, imkanlar dahilinde eğitim saatlerine çok da bağlı kalamayabiliyoruz ancak bu yoğun eğitime çocuklarımızı katamaz isek gelişim beklenen ve istenen ölçüde verimli olamamaktadır. Bu yoğun tempoya maddi veya manevi imkânsızlıktan dolayı katılamaz isek alternatifler oluşturmak zorundayız bu alternatifleri de devam ettiğimiz eğitim merkezlerinden destek alarak sağlama şansımız olabilmektedir. Eğitimcilerinizden aile içinde ev eğimini nasıl yönlendirebileceğiniz ve bu eğitimleri nasıl devam ettirebileceğinize dair bilgiler edinmeniz ve çocuklarınızı her daim eğitimin içinde tutmanız gerekmektedir. Unutmayınız ki söz konusu otizm olduğunda saatler, günler, haftalar, aylar çok çok kıymetlidir ve telafisi çok zordur. Kritik dönem dediğimiz 0- 3 yaş ve 3-6 yaş aralığını geçirdiğimiz takdirde kaybımızın telafisi çok zor ve bir o kadar da meşakkatli olacaktır. Bu sebeple otizmli bir çocuğumuz varsa çok iyi bir eğitim almak zorundayız ve şunu asla unutmamamız gerekiyor en iyi eğitimciler anne ve babalardır. İyi bir ebeveyn olmak çok fazla sorumluluk ve hatta bilinçli bir sorumluluk alabilmeyi gerektirmektedir. Ne kadar bilinçli çalışır ve destek alırsak o kadar çocuğumuza faydamız olabilecektir.

Şimdi biraz pratik bilgilerle yazımıza devam edelim. Otizmli bir çocuğumuz var ve çok sık öfke nöbeti geçiriyor. Ne yapacağım? Öfke de ne bacak kadar çocukta? Geleneksel yöntemler işe yarar mı? Bağırsam, korkutsam, ceza versem, istediklerini reddetsem, tehdit etsem… Hangisi daha etkili olur? Cevap HİÇBİRİ.

Öncelikle öfke nöbetine sebep olan şeyi tespit etmek durumundasınız. Farklı olan ne? Ya da aynı ama onu tetikleyen şey ne?

Otizmli çocuklar durup dururken öfke nöbeti geçirmezler muhakkak onları tetikleyen bir problemleri vardır. Bu şeyin sizin dikkatinizi çekmemiş veya sizin için problem olmamış olması onun problem olmadığı anlamına gelmez. Bu bir problemdir ve muhakkak çözüm bulmalıdır. Çözüm iki türlüdür: ya bu problem ortamdan yok edilerek köklü bir çözüm bulunur ya da yok edilemeyecek türden bir problemse ( mesela yol kenarında oturuyorsunuz ve korna sesleri onu tetikliyorsa ) çeşitli yöntem ve tekniklerle bu probleme karşı durabilmeyi ve öfke tavrı sergilemeden sabredebilmeyi çocuğumuza öğretmemiz gerekmektedir. Bireysel bir tavır oluşturabilme çalışması olması dolayısıyla ve çocuğa özel yöntemler oluşturulması gerekmesi dolayısıyla bağlı olduğunuz eğitim merkezlerinden destek almanız çok ciddi önem taşımaktadır. Problem davranış çıkma anı ve söndürme çalışmaları sistematik bir çalışma olması dolayısıyla uzman desteği şarttır ve önlem alınmayıp yanlış yöntemler kullanılması farklı tür problemleri beraberinde getireceğinden geleneksel yöntemler kullanılmadan destek alınmalıdır.

Bu yazımızda otizme dair bir ön bilgi çalışması yaptık bu ve benzeri çalışmalarda her tür destek için uzman eğitimcilerimize danışabilir ve gerekli çalışmaların başlamasını talep edebilirsiniz…

Mehlika Uçar

Özel Eğitim Alan Öğretmeni

Mesaj Yaz
1
Merhaba ben Digiyardım,
Size nasıl yardımcı olabiliriz?